Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2025 yılında Türkiye'deki enflasyonun düşmesini sağlayacak dört ana faktörü sıraladı. Şimşek, bu sebeplerin para politikasının gecikmeli etkisi, maliye politikasındaki öngörülebilirlik, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar ile yapısal reformlar olduğunu belirtti. Ayrıca, 2025 yılında enflasyonun kontrol altına alınmasında, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) hedefleri doğrultusunda yönetilen ve yönlendirilen fiyatların önemli bir rol oynayacağı vurgulandı. Finansmana erişimin de tüm kesimler için iyileşeceği, ekonominin stabil bir büyüme yolunda ilerleyeceği ifade edildi.
Enflasyon Düşüyor: 2023’te Yüzde 44-45 Beklentisi
Şimşek, Türkiye’deki enflasyonun geçtiğimiz yıl bir miktar düştüğünü belirterek, 2022 sonunda yüzde 64 olan enflasyonun, 2023 yılı sonunda yüzde 44-45 arasında olmasını öngördüklerini söyledi. Hedef, 2025 yılında bu trendin devam ederek enflasyonun daha da düşmesi yönünde. Bakan, enflasyonun düşüşüne yönelik kararlılıklarının devam ettiğini ifade etti.
Para Politikasının Gecikmeli Etkisi ve Bütçe Açığı Azalması
Para politikasının, özellikle dezenflasyonist sürece katkı sağladığını belirten Şimşek, bu etkinin önümüzdeki 18 ay boyunca devam edeceğini vurguladı. Ayrıca, 2025’te bütçe açığının yüzde 5’ten yüzde 3’e düşürülmesi hedeflendi. Bu bütçe açığı azalmasının, enflasyonu daha da düşürücü bir etki yaratacağını açıkladı.
Yönetilen Fiyatlar ve Enflasyonla Mücadele
Bakan, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlarda çok dikkatli bir yaklaşım sergileneceğini, özellikle enerji fiyatlarında dikkatli ayarlamalar yapılacağını söyledi. 2024 yılında doğalgaz ve elektrik fiyatlarına yapılan yüzde 38’lik artışın, Merkez Bankası’nın enflasyon hedefiyle uyumlu olduğunu belirtti. 2025'te benzer bir strateji izlenecek ve enflasyon hedefinin tehlikeye girmemesi için akaryakıt ve tütün ürünlerinin vergi oranlarında da dikkatli bir yol haritası izlenecek.
Yapısal Reformlarla Gıda ve Enerji Arzı Artacak
Şimşek, gıda arzını artırmaya yönelik Tarım Bakanlığı'nın yaptığı yatırımların önemine değindi. Sulama, toplulaştırma ve gıda lojistiği alanlarında yapılacak iyileştirmelerin, arz yönlü dezenflasyon stratejisi için çok kritik olduğunu ifade etti. Ayrıca, enerji alanındaki dönüşümün, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacağı ve cari açığın düşürülmesine katkı sağlayacağı belirtildi.
Rekabetin Artması ve Küresel Entegrasyon
Enflasyonu azaltacak bir diğer faktörün de sektörel tekelleşmeye karşı alınacak tedbirler olduğunu belirten Bakan Şimşek, rekabetin olduğu bir ortamda verimliliğin artacağını ve bu durumun dezenflasyonist bir etki yaratacağını söyledi. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin önemine değinen Şimşek, küresel entegrasyonun da dezenflasyon sürecine katkı sağlayacağını ifade etti.
KKM’den Çıkış Süreci ve Tüketici Kredileri
Şimşek, KKM (Kur Korumalı Mevduat) sisteminden çıkış sürecinin başarıyla yönetildiğini, şu anda KKM bakiyesinin azaldığını belirtti. Ayrıca, tüketici kredilerinin sübvanse edilmediğini ve edilmeyeceğini vurguladı. Bunun yerine, tarım, ihracat ve esnaf kredilerine yönelik sübvansiyonların devam edeceği ifade edildi.