Geçen hafta, küresel piyasalar ABD Başkanı Trump'ın tarifeler konusundaki belirsizliği ve Fed Başkanı Powell'ın açıklamalarının etkisiyle dalgalı bir seyir izledi. Önümüzdeki haçta ise yatırımcılar ABD'de açıklanacak büyüme ve PCE fiyat endeksi verilerini yakından takip edecekler. Bu veriler, piyasalarda yeni bir yönlendirici olabilir.
Dünya genelinde resesyon endişeleri gölgesinde enflasyonla mücadele sürerken, ABD Başkanı Trump'ın uyguladığı tarifelerin ekonomiye olası etkileri geçen hafta piyasaların yönü üzerinde etkili olmaya devam etti.
Fed, çarşamba günü politika faizini beklentiler doğrultusunda değiştirmeyerek yüzde 4,25-4,50 aralığında tuttu.
Fed Başkanı Powell, tarifelerin enflasyonla mücadelede ilerlemeyi yavaşlatabileceğini belirtirken, Trump'ın sosyal medya hesabından faiz indirimi çağrısı yapması, gelecek dönemde Trump ile Fed yönetimi arasında bir uyuşmazlık yaşanabileceğine dair kaygıları artırdı.
Fed'in federal fon oranına ilişkin tahminlerini değiştirmemesi, bu yıl 2 faiz indirimi yapma olasılığının devam ettiğini ortaya koyarken, Bankadan yapılan açıklamada işsizlik oranının son aylarda düşük bir seviyede istikrar kazandığı ve iş gücü piyasası koşullarının güçlü kalmaya devam ettiği aktarıldı. Açıklamada enflasyonun bir miktar yüksek kalmayı sürdürdüğü kaydedildi.
Ayrıca bilanço küçültme hızının yavaşlatılacağı belirtilen açıklamada, Komitenin nisan ayından itibaren hazine tahvillerinin aylık itfa üst sınırını 25 milyar dolardan 5 milyar dolara düşüreceği ve menkul kıymet varlıklarının düşüş hızını yavaşlatacağı, kurum borcu ve ipoteğe dayalı menkul kıymetlerdeki aylık itfa sınırını 35 milyar dolar olarak koruyacağı bildirildi.
Bu gelişmelerin ardından para piyasalarında Fed'in haziranda faiz indirimine gitme ihtimali yüzde 89 ile fiyatlanırken, Bankanın yıl genelinde toplam 2 faiz indirimi yapacağına ilişkin tahminler güçlü kalmaya devam etti.
Geçen hafta ABD ile Rusya arasında, Rusya-Ukrayna savaşının sonlandırılmasına ilişkin gerçekleştirilen temaslar sınırlı da olsa bir iyimserlik oluşturdu.
Ayrıca geçen hafta, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), "Belirsizlikte Yönlendirme" başlıklı ara dönem Ekonomik Görünüm Raporu'nu yayımladı. Kurum, bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 0,1 aşağı yönlü revize ederek yüzde 3,1'e düşürürken, 2026'da küresel ekonomik büyümenin yüzde 3 olacağını tahmin etti.
Bu gelişmeler ışığında tahvil piyasalarında alıcılı bir seyir hakim olurken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 10 baz puanlık azalışla haftayı yüzde 4,25'ten kapattı. Altının ons fiyatı ise haftayı yüzde 1,3 değer kazancıyla 3 bin 24 dolardan tamamlayarak, yükselişini 3. haftada da devam ettirdi.
Halihazırda devam eden Orta Doğu'daki yüksek tansiyon ve arz endişeleri petrol fiyatlarını yukarı yönlü destekledi. Brent petrolün varil fiyatı, geçen haftayı yüzde 2,1 artışla 71,7 dolardan tamamladı.