Dolar currency
38,0673
0.38%

Güneş Enerjisi Dosyasını Açıyoruz: CW Enerji—Geçmişi ve Geleceği

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Güneş Enerjisi Dosyasını Açıyoruz: CW Enerji—Geçmişi ve Geleceği

Pazar sabahı kahvaltınızı yapmış, çayınızı ya da kahvenizi alıp arkanıza yaslanmışsanız, güneş enerjisi, elektrikli araçlar ve CW Enerji’nin geleceği üzerine doyurucu bir köşe yazısı okumak için hazırsınız. Bugün, geleceğe umutla bakan bir sektörün kapısını aralayıp CW Enerji’nin bu dinamik endüstrideki yeri üzerine detaylı bir analiz yapacağız. Yıllar önce, 2016’da DonanımHaber platformunda yayınlanan bir yazımda, (Yazı linki: https://www.donanimhaber.com/Gelecek-Gunes-Enerjisi-ile-calisan-akilli-evlerde--85633) tamamen güneş enerjisiyle çalışan akıllı evlerin geleceğin anahtarı olabileceğini belirtmiştim. Çevre dostu teknolojiler üreterek enerji bağımsızlığına katkı sağlayan bu sistemler, bugün hayatımızın bir parçası olmaya çok daha yakın. Akıllı evler, sadece enerji verimliliği değil, aynı zamanda maliyetleri düşürme potansiyeliyle de dikkat çekiyor. Özellikle enerji depolama çözümleri ve güneş panelleriyle elektrikli araç şarj istasyonlarının entegre edilmesiyle, bireylerin ve ailelerin kendi kendine yeten bir enerji altyapısı oluşturması mümkün hale geliyor.

Elektrikli bir araç kullanan biri olarak, bu dönüşümün sunduğu avantajları bizzat deneyimlediğimi söyleyebilirim. 

Enerji maliyetlerindeki düşüş ve çevreye olan olumlu etkiler bu değişimin yalnızca bir kısmı. Ancak elektrikli araçların çevreye gerçek faydasını görebilmek için bu araçların şarj edileceği enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması gerekiyor. Bu noktada güneş enerjisi, en büyük çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’de elektrikli araç kullanımı hızla artıyor; 2023 sonu itibarıyla trafikte 40 binden fazla elektrikli araç bulunuyor ve bu sayının önümüzdeki beş yıl içinde katlanarak artması bekleniyor. Yerli elektrikli araç projeleri, kamu teşvikleri ve şarj altyapısındaki gelişmeler, bu büyümeyi destekleyen temel faktörlerden bazıları.

Dünya genelinde elektrikli araçların yaygınlaşması, enerji altyapısında da büyük bir dönüşümü beraberinde getiriyor. ABD’de elektrikli araçların sayısı 2023 itibarıyla 3 milyona yaklaşırken, federal teşvikler ve altyapı yatırımları sayesinde bu sayı hızla artıyor. Özellikle Kaliforniya, elektrikli araçlara sağlanan vergi indirimleri ve teşviklerle bu dönüşümde lider durumda. Avrupa’da ise Almanya, Norveç ve Hollanda gibi ülkeler elektrikli araç penetrasyonunda öne çıkıyor. Norveç’te elektrikli araç kullanımı %80 seviyesine ulaşmış durumda, Almanya’da ise araç başına 9.000 Euro’ya kadar teşvik veriliyor. Avrupa Birliği’nin karbon nötrlük hedefleri doğrultusunda içten yanmalı araç satışlarını 2035’te yasaklama planı, elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırıyor.

Bu yaygınlaşma, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini artırıyor. Şarj için gereken elektriğin büyük bir kısmının yenilenebilir kaynaklardan sağlanması, elektrikli araçların çevresel etkilerini daha da azaltıyor. Tesla gibi şirketlerin geliştirdiği güneş panelli otoparklar ve enerji depolama çözümleri, bireysel kullanıcılar için bu dönüşümü mümkün hale getiriyor.

Dünya güneş enerjisi pazarında ise büyük bir rekabet yaşanıyor. Yenilenebilir enerjiye olan küresel ilgi arttıkça, güneş paneli üreticileri arasındaki yarış daha da hızlanıyor. Bu alanda Çin merkezli LONGi Solar, yıllık 120 GW üretim kapasitesiyle lider konumda yer alıyor. Şirket, yalnızca büyük üretim kapasitesiyle değil, aynı zamanda yenilikçi teknolojileriyle de öne çıkıyor. LONGi, yüksek verimli güneş panelleri ve maliyet etkin çözümleriyle küresel projelerin bir numaralı tercihi haline gelmiş durumda. LONGi'nin ardından, Jinko Solar ve JA Solar gibi güçlü rakipler geliyor. Bu şirketler, yüksek teknolojiye sahip panelleri ve geniş global dağıtım ağlarıyla sektörde önemli bir yer tutuyor. Jinko Solar, özellikle düşük karbonlu üretim süreçleri ve çevre dostu yenilikleriyle dikkat çekerken, JA Solar dayanıklılık ve performans konularında sektördeki çıtayı yükseltiyor. Her iki şirket de büyük ölçekli projelerde aktif olarak yer alarak pazar paylarını artırıyor. Bunun yanı sıra, Trina Solar ve Canadian Solar gibi köklü oyuncular da pazarın dinamiklerine uyum sağlayarak yenilikçi çözümler geliştiriyor. Trina Solar, hem ticari hem de bireysel kullanıcılar için sunduğu entegre çözümlerle geniş bir müşteri kitlesine hitap ediyor. Şirketin özellikle akıllı enerji çözümleri, enerji depolama sistemleriyle birleşerek müşterilerine değer katıyor. Canadian Solar ise Kuzey Amerika pazarındaki güçlü varlığıyla, özellikle bölgesel projelerde ve sürdürülebilir enerji sistemlerinde liderlik ediyor. 

Güneş panellerinin üretim maliyetlerinin düşmesi ve teknolojik yenilikler sayesinde verimlilik oranlarının sürekli artması, bu sektördeki büyümeyi destekleyen en önemli unsurlar arasında yer alıyor. Örneğin, ince film güneş panelleri gibi yeni nesil teknolojiler, maliyetleri daha da aşağı çekerken, panel ömrünü ve enerji dönüşüm verimliliğini artırıyor. Ayrıca, küresel tedarik zincirlerindeki iyileştirmeler, daha hızlı ve uygun maliyetli üretim süreçlerini mümkün kılıyor. Bu rekabetçi ortamda, gelişmekte olan ülkeler güneş enerjisini enerji bağımsızlığı için büyük bir fırsat olarak görüyor. Özellikle Afrika ve Güneydoğu Asya gibi bölgelerde, güneş enerjisi yatırımları sadece elektrik üretimi için değil, aynı zamanda yerel kalkınma için de önemli bir araç haline gelmiş durumda. Öte yandan, küresel şirketler daha geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşmayı hedefleyerek bu pazarlara yoğunlaşıyor. Yatırımlarını artırarak enerji altyapılarını güçlendiren bu ülkeler, yenilenebilir enerji sektöründe gelecek vadeden pazarlar arasında sayılıyor. Küresel ölçekte bu kadar büyük bir büyüme ve rekabet varken, güneş enerjisi yalnızca çevresel faydalarıyla değil, aynı zamanda ekonomik ve politik etkileriyle de dünyanın enerji dönüşümünün en önemli bileşenlerinden biri haline geliyor. Önümüzdeki yıllarda, bu yarışın kazananları, teknolojik yeniliklere yatırım yapan ve sürdürülebilir çözümler sunan şirketler olacak.

Türkiye ise bu yarışta potansiyelini tam anlamıyla hayata geçiremiyor. 

Türkiye, coğrafi avantajları ve yıllık ortalama 2.750 saatlik güneşlenme süresiyle yenilenebilir enerji potansiyeli açısından oldukça güçlü bir konuma sahiptir. Ancak bu avantajlarına rağmen, güneş enerjisi kurulu gücü 2023 itibarıyla yalnızca 10 GW seviyesinde olup, ülkenin enerji ihtiyacının sadece %4’ünü karşılamaktadır. Bu durum, Türkiye'nin güneş enerjisinde sahip olduğu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilemediğini ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin bu alandaki en büyük sorunlarından biri, bürokratik süreçlerin karmaşıklığıdır. Güneş enerjisi projeleri için gereken izin süreçlerinin uzunluğu, teşviklere erişimdeki zorluklar ve yatırımcıların karşılaştığı diğer engeller, sektördeki büyümeyi ciddi şekilde yavaşlatmaktadır. Bu durum, yerli ve yabancı yatırımcıların güneş enerjisine olan ilgisini sınırlamakta ve büyük projelerin hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır. Özellikle Konya, Şanlıurfa ve Mersin gibi yıllık güneş radyasyonu yüksek olan bölgeler, Türkiye’nin güneş enerjisi yatırımları için stratejik bir öneme sahiptir. Yukarıdaki haritadan da görülebileceği üzere, bu bölgeler güneş enerjisi üretimi açısından en verimli alanlar arasında yer almaktadır. Ancak bu bölgelerde altyapı eksiklikleri ve yetersiz yatırımlar, güneş enerjisinin potansiyelini ortaya koymayı engellemektedir. Örneğin, Konya ve Şanlıurfa gibi illerde geniş arazilere kurulabilecek güneş enerjisi santralleri, ülkenin enerji ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabilecek kapasiteye sahiptir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi, hem enerji maliyetlerini düşürebilir hem de enerji bağımsızlığına önemli bir katkı sağlayabilir.Türkiye, yenilenebilir enerji alanında daha güçlü bir oyuncu olabilmek için çeşitli adımlar atmalıdır. İlk olarak, bürokratik süreçlerin sadeleştirilmesi ve yatırımcıların projelerini daha hızlı hayata geçirebilmeleri için uygun bir ortam oluşturulmalıdır. Teşvik mekanizmalarının daha erişilebilir hale getirilmesi ve özellikle küçük ölçekli güneş enerjisi projelerine finansal destek sağlanması, sektördeki büyümeyi hızlandıracaktır. İkinci olarak, güneş enerjisi teknolojilerine yapılan yatırımlar artırılmalı ve yerli üretim desteklenmelidir. Türkiye, bu alanda teknolojik yeniliklere yatırım yaparak hem maliyetlerini düşürebilir hem de küresel pazarda rekabetçi bir konuma gelebilir.

Yukarıdaki harita, Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyelini görsel olarak ortaya koymaktadır. Haritada, yıllık toplam güneş radyasyonu değerlerine göre Türkiye'nin illeri sıralanmış ve en verimli bölgeler vurgulanmıştır. Özellikle Güneydoğu Anadolu, Akdeniz ve İç Anadolu bölgeleri, güneş enerjisi projeleri için büyük fırsatlar sunmaktadır. Bu bölgelerde hayata geçirilecek projeler, Türkiye'nin enerji dönüşümünde öncü bir rol oynayabilir. Güneş enerjisi, yalnızca bugünün değil, geleceğin de enerji kaynağıdır. Türkiye’nin bu fırsatı değerlendirmesi, enerji maliyetlerini düşürmek, çevresel sorunları azaltmak ve enerji bağımsızlığını artırmak açısından kritik öneme sahiptir. Yenilenebilir enerjiye yapılacak her yatırım, sadece ekonomik kazanç sağlamayacak, aynı zamanda gelecek nesillere daha sürdürülebilir bir yaşam bırakacaktır. Bu nedenle, güneş enerjisi yatırımlarının artırılması, artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir.

Türkiye’nin 2030’a kadar güneş enerjisi kurulu gücünü 30 GW’a çıkarma hedefi var. Ancak bu hedefe ulaşmak için, mevcut sorunların çözülmesi gerekiyor. Bürokratik engellerin azaltılması, yerli yatırımcıların desteklenmesi ve uluslararası işbirliklerinin artırılması bu sürecin anahtarı olabilir. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin karbon nötr hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerjiye yönelimi, Türkiye için de büyük bir fırsat sunuyor. Avrupa’nın güneş enerjisi tedarik zincirine dahil olmak, Türkiye’nin bu alandaki rolünü daha da büyütebilir.

CW Enerji’ye Haksızlık mı Yapılıyor?

CW Enerji’nin hikayesi, 2006’da güneş enerjisi sektöründe büyük hayallerle başlayan bir yolculuk. O günlerden bugüne şirket, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sahnesinde kendine sağlam bir yer edindi. 2022 yılında halka arz edilmesi ise işleri iyice ciddileştirdi. Halka açık bir şirket olmak, sadece büyümek için kaynak sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yatırımcıların gözünde sürekli bir büyüteç altında olmak demek. İşte tam da burada, CW Enerji’ye yönelik eleştiriler de yoğunlaşmaya başladı. Şirketin son açıklanan 

30 Eylül 2024 tarihli finansal raporlarına bakalım:

Toplam varlıklar 15.59 milyar TL. Yüzdeyle ifade edersek, geçen yıla göre %11’lik bir artış. Kağıt üstünde bu kötü görünmüyor ama yatırımcılar, özellikle küçük hissedarlar, neden büyümenin daha hızlı olmadığını sorguluyor. Dönen varlıkların azalması, likiditeyle ilgili sorular doğuruyor. Hasılat kısmına geçtiğimizde ise tablo daha belirginleşiyor: 2024’ün ilk dokuz ayında elde edilen gelir 6.88 milyar TL. Ancak bir önceki yılın aynı döneminde bu rakam 12.14 milyar TL’ydi. Büyük bir düşüş var ve bu da ister istemez endişe yaratıyor. 

Biraz da şirketin kârına bakalım:

2023’te 810 milyon TL olan net kâr, 2024’te 479 milyon TL’ye gerilemiş durumda. Evet, bu da ciddi bir düşüş. Ancak şunu unutmamak lazım: Döviz kurları sürekli dalgalanıyor, ithalata dayalı üretim yapan şirketler için bu dalgalanma başlı başına bir maliyet. Finansman giderlerinin 782 milyon TL’ye çıkması da bu durumun doğrudan bir sonucu. Bu noktada yatırımcıların özellikle sosyal medyada CEO ve yönetim ekibini eleştirmesini anlıyorum. İnsanlar doğal olarak daha hızlı bir fiyat istikrarı, daha yüksek kâr ve daha iyi bir performans görmek istiyor. 

Ancak burada şunu da unutmamak lazım: Enerji sektörü öyle “hemen bugün yatırım yaptım, yarın sonuç aldım” gibi bir yer değil. Güneş enerjisi gibi büyük yatırımlar uzun vadeli sonuçlar verir. Pazarlama giderlerinin %39 artıp 374 milyon TL’ye çıkması, şirketin gelecekteki pazar payını koruma çabası olarak görülmeli. Evet, bu şu anki kârlılığı zorlamış olabilir, ama bu tür adımlar çoğu zaman uzun vadede fayda sağlar. Gelelim şirketin son bombasına: Sermaye artırımı. CW Enerji, sermayesini %708,08 oranında artırarak 123,75 milyon TL’den tam 1 milyar TL’ye çıkarttı. 

Bu ne demek? 

Şirket, yatırımcılara bedelsiz sermaye artırımıyla hisse sayısını artırma fırsatı sunuyor. Elinde 100 lot CWENE hissesi olan bir yatırımcının bu bölünme sonrası 808 lotu oldu. Bu tür adımlar, şirketin özkaynak yapısını güçlendirmeyi hedefler. Ancak bu hamlenin hisse fiyatları üzerindeki etkisini görmek için biraz zamana ihtiyaç var. Şimdi biraz dürüst olalım. Türkiye’nin güneş enerjisi potansiyeli tartışılmaz. Yıllık 2.750 saatlik güneşlenme süresiyle bu ülke, güneş enerjisi cenneti olmalıydı. Ama durum ne? 2023 itibarıyla kurulu güç yalnızca 10 GW ve bu, ülkenin enerji ihtiyacının %4’ünü karşılayabiliyor. CW Enerji’nin bu potansiyeli değerlendirmek için ciddi bir çaba gösterdiği aşikar, ancak sektörün genel sorunları büyümeyi yavaşlatıyor. Bürokratik süreçler, teşviklerin karmaşıklığı, altyapı eksiklikleri derken işler tam gaz ilerleyemiyor. Bir yandan dünya güneş enerjisinde koşar adım ilerliyor. Çin merkezli şirketler sektörde ipi göğüslemiş durumda. LONGi Solar gibi devler yıllık 120 GW üretim kapasitesiyle sektöre hükmediyor. Türkiye’de CW Enerji, bu düzeyde bir genişleme hedefiyle değil, yerel pazarda liderliği koruma stratejisiyle hareket ediyor. 

Bu yanlış mı? Hayır. Ama yatırımcılar daha büyük düşünmeyi bekliyor olabilir.

CW Enerji’ye haksızlık mı yapılıyor?  Bence evet, biraz yapılıyor. Eleştiriler yapılmalı, bu doğru. Ancak “Fiyat neden artmadı, CEO neden bunu yapmadı?” gibi söylemler, enerji sektörü gibi uzun vadeli yatırım gerektiren bir alanda fazla aceleci görünüyor. Yatırımcıların sabırlı olması ve şirketin uzun vadeli adımlarını görmesi gerekiyor. CW Enerji’nin bugünden yarına tüm sorunları çözmesi mümkün değil. Ama doğru hamleler yapıldığı sürece, bu şirketin sadece Türkiye’de değil, dünyada da daha büyük bir oyuncu olma şansı var. Zaman her şeyin ilacı; enerji sektörü için bu kural daha da geçerli. 

Bakalım, CW Enerji gelecekte bizlere neler gösterecek? Eleştiriler mi haklı çıkacak, yoksa bu şirket “Haksızlık ediyorsunuz” diyerek herkesi şaşırtacak mı? 

Bekleyip göreceğiz.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır?
Captcha Image
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *