
Kızılbük GYO’da Mahkeme Yetmez! Risk Komitesi de Konuşmalı…

2022 yılının Temmuz ayında gerçekleşen yaklaşık 495 milyon TL’lik halka arzıyla Kızılbük GYO, kamuoyunda hayli dikkat çekmiş, yüz binlerce yatırımcı—özellikle de küçük yatırımcı—radarına girmişti. Şirket, o dönemde %15 civarında halka açıklık oranıyla Borsa İstanbul’da işlemlere başlayarak gayrimenkul ve turizm odaklı projeleriyle beklentileri yükseltmişti. Ancak bugün geldiğimiz noktada, o büyük umutlar bir dizi hukuki tartışma, iptal edilen ruhsatlar ve kapısına vurulan mühürlerle sınanıyor.
Muğla 3. İdare Mahkemesi’nin kararı ile toplamda 33 yapı ruhsatının iptal edilmesi, yaklaşık 209.610 metrekarelik inşaat alanının bir anda “kaçak” konumuna düşmesi, şirketin geleceğiyle ilgili soru işaretlerini artırdı. İnşaat neredeyse tamamlanmış, 450 milyon dolarlık yatırım yapılmış, dekorasyon aşamasına gelinmiş, perdeler dahi takılmışken gelen bu karar, sadece hukuki boyutuyla değil, yatırımcı güveni açısından da ciddi bir sınav sunuyor. Burada özellikle küçük yatırımcılar için belirsizlik daha da yakıcı hale geliyor; zira bu kesim, kurumsal büyük yatırımcılara oranla daha az bilgiye sahip, risklerden daha fazla etkileniyor.
Geçtiğimiz günlerde Hürriyet Gazetesi’nden Fatih Çekirge, konunun merkezindeki Sinpaş Grubu ile yaptığı röportajla duruma ışık tuttu. Sinpaş Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ahmet Çelik’in şu sözleri dikkat çekici:
“Arsayı aldığımızda imar planı neyse tamamıyla o plana uyarak inşaatı yaptık. Ruhsatları öyle aldık. Planın dışında bir tek çivi çakmadık. (…) Yıllardır uğraşıyorlar. Böyle olacağını bilseydik, buraya adım atmazdık.”
Yıllarca metruk kalan, Marmaris Körfezi’nin güzelliğine gölge düşüren bir “garabet” yapının yerine devasa bir yatırım yapılmış, 70 milyon dolara satın alınan arsanın üzerine 450 milyon dolarlık bir proje dikilmişti. Ancak şimdi sorular çoğaldı: Madem proje bu kadar “yasal” ilerliyordu, bu ruhsatlar nasıl iptal edildi? Hattat Grubu’ndan devralınan o çirkinlik abidesiyle yıllardır kimse neden ilgilenmedi? Belediye yönetimleri değiştikçe neden farklı tutumlar sergilendi?
Hattat Grubundan Devir Alınan Hali:

Bu noktada, Kızılbük GYO’nun sadece mahkeme sürecini beklemesi yeterli değil. Çünkü bu şirketin kamuya açık bir yapısı, yüz binlerce yatırımcısı—içlerinde birikimlerini böylesi projelere güvenle yatırmış küçük yatırımcılar—ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun gözetimindeki kurumsal yönetim ilkeleri var. Sermaye piyasasının temel amacı, özellikle küçük yatırımcıların korunmasıdır. İşte tam da bu nedenle, şirketin internet sitesinde “Görev ve Çalışma Esasları” duyurulan, Başkanı Prof. Dr. Mehmet Bulut ve üyesi Bahattin Işık’tan oluşan “Riskin Erken Saptanması Komitesi” (RESK) devreye girmeli. RESK, stratejik riskleri erken tespit ederek yönetimi uyarmak ve gerekirse kamuoyuna daha proaktif, daha açıklayıcı bilgi sunmakla yükümlü. Özellikle küçük yatırımcılar, şeffaf bilgilendirme olmadan yatırım kararlarını sağlıklı biçimde veremez. Onlar borsaya yatırım yaparken, şirketlerin sadece mahkeme kararlarına güvenip sessizce beklemesini değil, tüm riskleri ve olası tedbirleri zamanında ve açıkça paylaşmasını haklı olarak beklerler. Bu dönemde RESK’ın suskunluğu, risk yönetimi araçlarının kâğıt üzerinde kalması, yatırımcı nezdinde “Erken saptama nerede?” sorusunu gündeme getiriyor.
Şirketin internet sitesindeki esaslara göre RESK düzenli toplanmak, risk raporları hazırlamak, finansal tablolardan hukuki süreçlere kadar geniş bir çerçevede riskleri değerlendirmekle yükümlü. Gerekirse uzman görüşleri almak, kriz iletişimini yönetmek, alternatif senaryoları kamuoyuyla paylaşmak komitenin sorumlulukları arasında. Bugün yaşanan krizde “Bekleyelim, mahkeme karar versin” yaklaşımı, özellikle küçük yatırımcıların güvenini zedeliyor. Oysa RESK, en azından önümüzdeki dönemde proje geleceğine dair hangi senaryoların değerlendirildiğini, hangi önlemlerin düşünüldüğünü, bu sürecin finansal yapıya ve nakit akışına nasıl yansıyabileceğini raporlayıp kamuoyuna açıklayabilir.
Sonuç ortada: Mahkemeye gitmek, hukuki hakları savunmak elbette önemlidir. Ama bu pasif bekleyiş, halka açık bir şirketin özellikle küçük yatırımcısına karşı sorumluluğunu yerine getirmek için yeterli değildir. Kızılbük GYO, yaşadığı krizde Riskin Erken Saptanması Komitesi’ni devreye sokarak, yatırımcılarını—özellikle de küçük birikimlerini bu şirkete güvenle emanet edenleri—bilgilendirmeli, güven tesis etmelidir. Kısacası mahkeme yetmez; Risk Komitesi de konuşmalı, riskleri saptayıp çare aramalı. Zira büyük yatırımlar, büyük beklentiler ve halka açıklık, yalnızca sermayeyi değil, küçük yatırımcıların güvenini de koruyan etkin ve şeffaf bir kriz yönetimini zorunlu kılar.