Merakla beklenen üçüncü çeyrek büyüme rakamları açıklandı. Türkiye ekonomisi, 2024'ün temmuz-eylül döneminde yıllık %2,1 büyüme kaydederken, bir önceki çeyreğe göre %0,2 daralma yaşadı. Bu performans, COVID-19 pandemisinin etkili olduğu 2020'nin ikinci çeyreğinden bu yana görülen en zayıf büyüme oranı olarak kayıtlara geçti. Hanehalkı tüketimi büyümeye olumlu katkı sağlasa da, ortalamaların altında bir seyir izledi. Kamu harcamaları ise uzun bir aradan sonra iki çeyrek üst üste yıllık bazda gerileme gösterdi. Bu durum, uygulanan tasarruf tedbirlerinin etkisini ortaya koydu. Para ve maliye politikalarının ekonomiyi daraltıcı etkileri, özellikle yüksek faiz oranlarının yatırım harcamalarını sınırlamasıyla dikkat çekti…
İhracatta Rekabet Gücü ve Kur Baskısı
İç talebin zayıfladığı bu dönemde, ihracat ekonomik büyüme için kritik bir role sahip oldu. Ancak ihracatçı firmalar, zayıflayan Avrupa ekonomisi ve TL'nin reel bazda değer kazanması nedeniyle rekabet avantajını yitirdi. Almanya ve Fransa gibi büyük ekonomilerdeki durgunluk, ihracatçılarımız için zorlu bir pazar yarattı. Aynı zamanda euro/dolar kurundaki değişim, Avrupa'ya ihracat yapan firmaların maliyetlerini artırdı. Doların euro karşısında güçlenmesi, gelirlerin euro, maliyetlerin ise dolar bazlı olması nedeniyle şirketlerin kârlılığını olumsuz etkiledi.
2025 Yılında Reformlarla Toparlanma Hedefi
Ekonomik verilerin ışığında, 2025 yılına yönelik beklentiler reformlara odaklanıyor. Üretim, istihdam ve ihracatı destekleyici adımların hayata geçirilmesiyle, 2025'in ikinci çeyreğinden itibaren ekonomik göstergelerde toparlanma öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın MÜSİAD EXPO 2024'te yaptığı açıklamada, Türk ekonomisinin "fırtınalı sulardan serin sulara yol aldığını" ifade etmesi, bu sürecin önemini vurguluyor. İhracatçıların Avrupa dışındaki pazarlara yönelmesi ve doların euro karşısında güç kazandığı bir dönemde stratejik adımlar atılması, sürdürülebilir büyüme açısından kritik bir öneme sahip.