CNBC-e programına konuk olan Prof. Dr. Zeynep Ökten döviz ve ekonomi konusunda açıklamalarda bulundu. Ele aldığı başlıkları ve önemli detayları haberimizde sizler için harmanladık.
Türkiye ekonomisinin en çok takip edilen göstergelerinden biri olan döviz kuru, halkın ekonomik gidişata dair algısını belirleyen en önemli faktörlerden biri olmaya devam ediyor. Döviz kuru, sadece bireysel ve kurumsal tasarruflar açısından değil, aynı zamanda enflasyon ve fiyatlar genel seviyesini de doğrudan etkileyerek ekonominin genel sağlığını belirliyor. Son yıllarda TL'nin baskılanması, Merkez Bankası'nın rezerv politikaları ve cari açık gibi konular, Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik önemli soruları gündeme getiriyor.
ABD ile Türkiye Arasındaki Denge ve Ekonomik İlişkiler
ABD ile Türkiye arasındaki ekonomik ve politik ilişkiler, Türkiye ekonomisinin gidişatında belirleyici faktörlerden biri olmaya devam ediyor. ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırımları, küresel dolar likiditesini daraltarak gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışlarına neden olurken, Türkiye de bu durumdan etkileniyor. ABD ile Türkiye arasındaki ticaret hacmi ve doğrudan yatırımlar, TL'nin değerini ve döviz kurunu etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. İki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin yanı sıra, Türkiye’nin küresel piyasalardaki konumu da ekonomik dengeleri doğrudan belirliyor.
Döviz Kuru ve Ekonomik Algı
Türk halkı için ekonomi değerlendirilirken ilk bakılan verilerden biri döviz kuru. Özellikle dolar/TL paritesi, halkın enflasyon ve alım gücü konusundaki beklentilerini belirleyen en önemli göstergeler arasında yer alıyor. Son yıllarda yaşanan dalgalanmalar, ithal girdilere bağımlı olan birçok sektörü doğrudan etkileyerek maliyet artışlarına neden oldu. Artan döviz kuru, ithalat maliyetlerini yükseltirken enflasyonun da artmasına sebep oldu.
Büyüme ve Enflasyon Arasındaki Zor Denge
Büyümeyi sürdürürken enflasyonu düşürmek, özellikle Türkiye gibi yapısal sorunlarla mücadele eden ekonomilerde oldukça zor bir hedef. Son yıllarda Türkiye, yüksek büyüme rakamlarına ulaştı ancak bu büyümenin bedeli olarak enflasyon oranları da yükseldi. Ekonomik büyümeyi desteklemek için uygulanan kredi genişlemesi ve kamu harcamalarının artışı, iç talebi canlandırırken, bu durum enflasyonist baskıyı da beraberinde getirdi.
Merkez Bankası Rezerv Politikası ve Etkileri
Türk Lirası'nın değer kaybı ve döviz kuru üzerindeki baskıyı dengelemek amacıyla Merkez Bankası'nın rezerv politikası kritik bir rol oynadı. Son iki yıldır Merkez Bankası'nın rezervlerini iyi bir şekilde yönetmesi, kur şoklarının etkisini bir nebze hafifletti. Ancak, rezervlerin kullanılmasının uzun vadeli sürdürülebilirliği ve döviz ihtiyacının devamlılığı konusunda soru işaretleri bulunuyor.
Cari Açık ve Özel Sektör Üzerindeki Etkiler
Cari açık, Türkiye ekonomisinin kronik sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Yüksek cari açık, dövize olan bağımlılığı artırarak, TL üzerindeki baskıyı daha da artırıyor. Özellikle özel sektörün döviz borçları, ekonomik dalgalanmalara karşı kırılganlığı artırıyor. Döviz borçları yüksek olan şirketler, kur artışlarından olumsuz etkilenerek finansal yapılarını korumakta zorlanabiliyor.
Özel Sektör İçin Zorlu Süreç
Özel sektörün döviz borçluluğu, finansal dengeler açısından ciddi riskler barındırıyor. Yüksek enflasyon ortamında faiz oranlarının artırılması, kredi maliyetlerini yükseltirken, özel sektörün yeni yatırımlara yönelmesini de zorlaştırıyor. Bununla birlikte, mevcut borçların döviz cinsinden olması, kur dalgalanmalarının şirket bilançolarına doğrudan zarar vermesine neden oluyor.