ID İletişim'in kurucusu ve oyuncuların menajeri Ayşe Barım, 24 Ocak tarihinde gözaltına alındıktan sonra bugün tutuklanma talebiyle adliyeye sevk edildi. Barım, savcılıkta verdiği ifadede Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçlamasını reddetti. Yaşanan gelişmeler merakla bekleniyor.
Dizi ve film sektöründe yaşanan 'tekelleşme' tartışmalarının ardından ID İletişim'in kurucularından Ayşe Barım, Gezi Parkı eylemleriyle ilişkilendirilerek gözaltına alındı. Ayşe Barım'ın gözaltına alınmasının ardından, şirket çalışanları 'tanık' sıfatıyla adliyeye getirildi ve Savcılık, Barım hakkında tutuklama talebinde bulundu.
Haberlere göre; Barım, suçlamaları reddederek aylık gelirini 300 bin TL olarak açıkladı ve Gezi Parkı eylemleri sırasında yaşananları detaylı bir şekilde anlattı.
Ayşe Barım, “Eylemlerin başlangıcında kimse bana ulaşmadı, katkıda bulunmam istenmedi. Oyuncular eyleme gitmek istediklerini belirtti, ben de destek olmak için yanlarına gittim. Gezi Parkı eylemlerinin başlarında bu konuyla ilgili beni kimse aramadı. Kimse benden birlik kurmak adına finansal destek ya da ismimle katkı sunmamı talep etmedi. Oyunculardan biri arayıp setten çıkıp eyleme gideceklerini ve ne yaptıklarına bakmak istediklerini söylediler. Ben de hemen geleceğimi söyledim” diye konuştu.
“İkinci kez gittiğimde sanatçılarla beraberdim diye hatırlıyorum. Bahse konu sanatçılara benim talimat vermem söz konusu değildir. Görüntülerde Halit Ergenç’in yanında görülen kişi benim. Orada telefonla kiminle görüştüğümü hatırlamıyorum. Muhtemelen arkadaşıma nerede olduğumuzu söylüyordum. Alabora, Oyuncular Sendikası Başkanı olduğu için oyuncularla temas halindeydi. Tapeler bana aittir. Alabora, sosyal medyada zor duruma düşmüştü ve hedef haline geldiğini hatırlıyorum. Tape içeriğindeki metinle ilgili kendisiyle görüşmüşümdür” ifadelerini kullandı.
“Sendika başkanı olarak Alabora, oyuncularımı korumakla yükümlüydü. Bildirinin içeriğini hatırlamıyorum. Benim fikrim, bildirinin yayınlanmaması yönündeydi. Kim tarafından yazıldığını bilmiyorum. Anladığım kadarıyla bildiri Çiğdem Mater tarafından gönderildi. İş hayatım boyunca herhangi bir tarafın adamı olmadım. Sadece en iyi şekilde işimi yapmaya çalıştım. Üzgünüm, sağlığım çok kötü etkilendi.” dedi