Borsa tarihinin en tartışmalı olaylarından biri daha mahkeme kararlılığıyla sonuca bağlandı. Yıllar boyunca Rıza Kutlu Işık ve akrabalarından oluşan yönetim kurulu, halka açık bir şirketin kaynaklarını kendi çıkarlarına kullanarak hukuksuz işlemlere imza atmıştı. Bugün ise ticari sicil kayıtlarına göre kayyımların resmen göreve başladığı görüldü.
2024 yılının ilk 9 ayında, İEYHO’nun genel yönetim giderleri tam 272 milyon TL olarak kayıtlara geçti. Bu rakam, Koç Holding ve Sabancı Holding gibi devlerin giderlerini bile katlayan bir şatafatın göstergesiydi.
Tahminlere göre Rıza Kutlu Işık ve akrabalarından oluşan yönetim kurulu üyeleri, bu dönemde aylık ortalama 100 bin dolar seviyesinde maaş alıyordu. Borsa yükünü omuzlayan küçük yatırımcıların zararı, bu şatafatı daha da göze batırıyordu.
Uzun süreyen hukuki sürecin ardından, 11 Aralık 2024 tarihinde mahkeme, şirketin başındaki yönetim kurulunu azlederek yerine yönetimsel kayyım atamaya karar verdi. Bu, şirketin kaynaklarının talan edilmesini engellemeye yönelik önemli bir adımdı.
Mahkeme ayrıca kayyımlar için çok çarpıcı bir üret tavanı belirledi: Şirket yönetimi için ayırlan toplam maaş, aylık 50 bin TL ile sınırlandırıldı. Bu da 3 kişi için toplam 150 bin TL aylık, yani yıllık 1.8 milyon TL anlamına geliyor. Rıza Kutlu Işık’ın yönetimindeki şatafatla kıyasladığınızda, bu rakam tam anlamıyla bir dürüstlük emsali olarak kabul edilebilir.
Mahkemenin kararlı tavrı, gecikmiş de olsa, yatırımcılar için bir umut oldu. Ancak bu süreçteki en çarpıcı noktalardan biri, denetim firmalarının bu kadar büyük bir çarpıklığı nasıl gözden kaçırdığıydı. Denetim mekanizmasının şeffaflık ve hesap verebilirlikten uzak oluşu, bu tip durumların çıkmaza dönüşmesine sebep oluyor.
Bu tablo, sadece Rıza Kutlu Işık’ın ve ekibinin değil, finansal denetim mekanizmalarının da reformdan geçmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Şatafat Bitti, Sorumluluk Dönemi Başlıyor
Mahkeme, bu kararla yatırımcı dostu bir tavır sergiledi ve gelecekte benzer durumların yaşanmasını önlemek için önemli bir emsal oluşturdu. Artık şirketlerde keyfi harcamaların yerini, yatırımcıların haklarını koruyan daha düzenli ve şeffaf bir yönetim anlayışının alması gerekiyor.
Küçük yatırımcıların temennisi ise net: Bu kararla birlikte, artık sadece şatafat değil, gerçek kazancın da konuşulması.