Hükümetin sıkça vurguladığı "vergide adalet" söylemi, 2025 yılı bütçe rakamlarıyla bir kez daha tartışma konusu oldu. Gelecek yıl, vergi gelirlerinin büyük kısmının yurttaşın sırtındaki dolaylı vergilerden sağlanacağı öngörülüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen 2025 Bütçesi'ne göre, 12 trilyon 800 milyar lira olarak tahmin edilen bütçe gelirlerinin 11 trilyon 139 milyar lirası vergilerden elde edilecek.
Vergi Gelirlerinin Dağılımı
2025 yılı için öngörülen vergi gelirleri kalemleri şu şekilde:
- Gelir Vergisi: 2 trilyon 130 milyar lira
- Kurumlar Vergisi: 1 trilyon 637 milyar lira
- Katma Değer Vergisi (KDV): 3 trilyon 599 milyar lira
- Özel Tüketim Vergisi (ÖTV): 2 trilyon 121 milyar lira
- Diğer Vergiler: 1 trilyon 652 milyar lira
- Vergi Dışı Gelirler: 1 trilyon 662 milyar lira
Vergi Artış Oranları Dikkat Çekiyor
Emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen’in analizine göre, vergi gelirlerinde önceki yıl tahminlerine kıyasla yüzde 50.4’lük bir artış bekleniyor. Bazı vergi kalemlerindeki artış tahminleri ise ortalamanın çok üzerinde:
- Dahilden alınan KDV: %81
- Gelir Vergisi: %79
- Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi (BSMV): %154
Öte yandan, kurumlar vergisi ve ithalattan alınan KDV’deki artış beklentileri daha düşük düzeyde.
Dolaylı Vergilerin Ağırlığı
Esen, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 66’sını oluşturduğunu belirtiyor. En yüksek paya sahip vergi kalemleri gelir vergisi, ÖTV ve ithalattan alınan KDV olurken, kurumlar vergisinin toplam içindeki payı yalnızca yüzde 14.6 seviyesinde kaldı. Esen, bu tabloyu "haksız ve adaletsiz" bir uygulama olarak nitelendiriyor ve şu tespiti yapıyor:
"Dolaylı vergiler zengin-fakir ayrımı yapmadan, hatta zorunlu tüketim maddelerini dahi kapsayarak tahsil ediliyor. Bu durum, sosyal adaleti ve gelir dağılımını olumsuz etkiliyor. Vergide adaleti sağlamak için dolaysız vergilerin payı artırılmalıdır."
Sosyal Adalet ve Vergide Reform İhtiyacı
Vergi politikalarının, gelir dağılımında eşitsizlikleri derinleştirdiği ve yurttaşın omzundaki yükü artırdığı bir dönemde, reform ihtiyacı her zamankinden daha fazla hissediliyor. Dolaylı vergilerin oranı azaltılmadıkça, "vergide adalet" söylemi sadece bir temenniden öteye geçemeyecek gibi görünüyor.