Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılına ilişkin Para Politikası Metni'ni yayımladı. Akşam saatlerinde açıklanan metin, ekonomistler ve piyasa analistleri tarafından dikkatle incelendi. Özellikle Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı sayısının düşürülmesi, ekonomideki olası yansımalarına dair tartışmaları beraberinde getirdi.
2024’ün Son Faiz Kararı Öncesi Sürpriz Açıklama
Bugün 2024 yılının son faiz kararını açıklamaya hazırlanan TCMB, bu karar öncesinde dikkat çeken bir duyuru yaptı. 2025 yılında PPK toplantılarının 12 yerine 8 kez yapılacağı açıklandı. Bu, yaklaşık 1,5 aylık bir periyoda denk geliyor. Ekonomistler, toplantı sayısındaki azalmanın faiz politikası ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerini tartışmaya başladı.
Geçmişte de Benzer Kararlar Alınmıştı
PPK, genel uygulamada her ay toplanarak faiz kararlarını açıklıyor. Ancak geçmişte de dönemsel olarak toplantı sayısının azaltıldığı görüldü. 2017 yılında alınan bir kararla toplantılar yine 8’e düşürülmüş, 2018’de bir ara toplantı eklenerek sayı 9’a yükselmişti. 2019’da ise tekrar 8 toplantı yapılmıştı. Bu dönemsel değişikliklerin ekonomi politikalarının şekillenmesinde etkili olduğu biliniyor.
2025 için alınan 8 toplantı kararı, bazı majör merkez bankalarının uygulamalarına da paralel bir görünüm sergiliyor. ABD Merkez Bankası (Fed), Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve İngiltere Merkez Bankası da yılda 8 toplantı yapıyor.
Ekonomistlerden İlk Yorumlar
Ekonomistler, toplantı sayısındaki azalmayı farklı açılardan değerlendirdi.
Prof. Dr. Hakan Kara, bu durumun faiz indirimlerine işaret edebileceğini belirterek, “2025’te toplantı sayısının azalması, faiz indiriminin sıklaştırılabileceği anlamına gelebilir. Ancak bu tür açıklamaların son anda yapılması iletişim açısından sorun yaratabilir” dedi.
Prof. Dr. Emre Alkin, Kara’nın görüşüne “Eyvah eyvah” yorumuyla dikkat çekti. Temkinli hareket edilmesi gerektiğini vurgulayan Alkin, bu kararın arkasındaki stratejinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Enflasyon ve Faiz İlişkisi: Toplantı Sayısı Azalırken Ne Bekleniyor?
Bazı ekonomistler, kararın arkasındaki nedenleri enflasyon beklentileriyle ilişkilendirdi. Emrah Gürelli, yılın ilk aylarında enflasyonda hızlı bir yükseliş olabileceğini ve bu nedenle PPK toplantılarının azaltılmasının “temkinli” bir adım olabileceğini belirtti. “Ocak ve Şubat aylarında faiz indirimi yapılmaması muhtemel. Bu da yılın ilk aylarının pas geçilmesi anlamına gelebilir” dedi.
Banu Kıvcı Tokalı, bugünkü faiz indirimi kararının boyutunun, 2025 toplantı tarihleriyle doğrudan bağlantılı olabileceğini ifade etti. İlk toplantının zamanlamasının, faiz indirimi politikalarının belirlenmesinde kritik olduğunu vurguladı.
Toplantı Azalmasının İletişim ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri
Ekonomi yazarlarından Alaattin Aktaş, geçmişte yaşanan benzer durumlara işaret ederek, toplantı sayısındaki azalmanın politika esnekliğini sınırlandırabileceğini belirtti. “Öyle bir an gelir ki, olağanüstü bir gelişme yaşanır ve ara toplantıya ihtiyaç duyulabilir. Bu tür senaryolar için hazırlıklı olunmalı” dedi.
Prof. Dr. Fatih Özatay, metnin detaylarının iyi hazırlandığını ancak politika faizinin tartışılmasını azaltmak için böyle bir karar alınmış olabileceğini söyledi. Ayrıca, likidite yönetimi ve kredi sınırlamalarının da bu kararlarla uyumlu olacağını ifade etti.
Tasarruf ve Yönetim Stratejisi Eleştirileri
Toplantı sayısının azaltılması, bazı çevrelerce tasarruf tedbiri olarak ironik bir şekilde yorumlandı. Prof. Dr. Ceyhun Elgin, bu durumu esprili bir dille eleştirerek, “Merkez Bankası masrafları kısıyor, bu da sıkılaştırma yöntemi” dedi.
2025 İçin Beklentiler ve Olası Senaryolar
Ekonomistler, 2025 yılında faiz indirimlerinin sıklaşabileceği ve enflasyon verilerinin politikalarda belirleyici olacağı konusunda hemfikir. Ancak kararların zamanlaması ve iletişim stratejisinin, piyasa istikrarı üzerinde önemli etkiler yaratabileceği ifade ediliyor.
Önümüzdeki günlerde TCMB’nin açıklayacağı 2025 PPK toplantı takvimi, alınacak faiz kararlarının yansımasını netleştirecek. Özellikle yılın ilk toplantısının zamanı ve kapsamı, piyasalardaki dalgalanmayı yönlendirecek önemli bir unsur olarak görülüyor.