Wall Street, ABD ekonomisinin geleceği hakkında ciddi endişeler taşıyor ve bu endişelerin ardında üç ana tehdit bulunuyor: tarifeler, işten çıkarmalar ve göç politikaları. Atlanta Federal Rezervi’nin son verileri, 2025’in ilk çeyreğinde bir ekonomik daralmanın olası olduğunu gösteriyor. Bu belirsizlik, ticaret ve göç politikalarındaki belirsizlikle birleşerek yatırımcılar için yeni bir risk kaynağı oluşturuyor.
Piyasalar, Belirsizlikten Kaçınıyor
Borsadaki zayıf ekonomik veriler ve Beyaz Saray'dan gelen ticaretle ilgili yeni tehditler, Wall Street’in endişelerini artırmış durumda. Özellikle Başkan Trump’ın ithalat vergileriyle ilgili tutumu ve ekonomik politikaların büyümeyi nasıl etkileyeceği üzerine soru işaretleri bulunuyor. S&P 500 endeksi, Kasım ayında yeni bir rekor kırarken, zayıf ekonomik veriler ve tarifelerle ilgili artan endişelerle yüzde 3’ün üzerinde bir düşüş yaşadı.
İşten Çıkarmalar ve Tarifelerin Etkisi
Atlanta Federal Rezervi’nin GDPNow takipçisi, 2025'in ilk çeyreği için yüzde 2,8’lik bir daralma sinyali veriyor. Bu tahmin değişken olsa da, ekonomist Jay Hatfield, ABD ekonomisinin resesyona doğru gittiğini öne sürüyor. Hatfield, özellikle tarifelerin ve federal hükümetin işten çıkarmalarının işsizlikte önemli bir artışa yol açacağını söylüyor. Ekonomi için en büyük tehditlerden birinin ise ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz oranlarını değiştirmemeye karar vermesinin ardından aşırı şahin bir para politikası uygulaması olduğunu belirtiyor.
Göç Politikalarının Etkisi
Göç politikaları, özellikle göçmen işçilere bağımlılığı olan firmalar için büyük bir endişe kaynağı. UBS Global Wealth Management’ın baş ekonomisti Paul Donovan, Trump’ın Kanada ve Meksika'dan gelen mallara kalıcı gümrük vergisi getirme planlarının uzun vadeli etkilerinin ekonomik belirsizliği artıracağını söylüyor. Goldman Sachs’ın raporuna göre, işletmeler bu belirsiz ortamda yatırım yapmaktan çekiniyor ve bazı firmalar, tarife artışlarından önce fiyatları artırmayı planlıyor.
Tüketici Güveni Zayıflıyor
Tüketici güveni de zayıflamış durumda. Ocak ayında yapılan harcama kesintileri, son dört yılın en yüksek hızında gerçekleşti. Araştırmalar, tüketicilerin tarifeler ve hükümetin işten çıkarmalarla ilgili kesintiler hakkında endişelendiğini ve bu durumun daha temkinli bir harcama yaklaşımına yol açtığını gösteriyor. Bu belirsizlik, özellikle düşük gelirli hanelerde daha belirgin hale geliyor.
Piyasa analistleri, tarifelerin, işten çıkarmaların ve göç politikalarının birleşiminden doğacak ekonomik şokların büyümeyi yavaşlatacağına dikkat çekiyor. Ancak bazı ekonomistler, bunun geçici bir daralma olabileceğini ve ekonominin kısa vadede mütevazı bir durgunlukla karşı karşıya kalabileceğini belirtiyor. Sonuçta, ekonominin geleceği hakkında kesin bir görüş birliği bulunmuyor ve bu belirsizlik yatırımcıların kararlarını zorlaştırıyor.
