25 yıl önce, bir pazartesi günü ABD borsaları tarihi bir zirveye ulaşmıştı. Ancak bu zirve, teknoloji endeksi Nasdaq’ın takip eden iki yıl boyunca ulaşamayacağı bir seviyeye işaret ediyordu. Nasdaq Bileşik Endeksi'nde yaşanan %77’lik düşüş, o dönemdeki teknoloji hisselerinin tüm kazanımlarını silmişti. Bu olay, dotcom balonu olarak anılıyor ve günümüzde benzer bir coşku ile körlemesine açgözlülük, bu dönemi yeniden hatırlatıyor. 1990'ların sonunda kârı olmayan internet şirketlerine yapılan çılgın yatırımlar, ardından gelen borsa çöküşüyle yatırımcıların büyük kayıplar yaşamasına yol açmıştı.
Financial Times’ın haberine göre, 2000 Mart ayında insanlar ne söylediğine bakıldığında, o dönüm noktasının tespit edilmesinin beklenenden daha zor olduğu ortaya çıkıyor. O dönemde düzenleyici kurumlar, önyargılı yatırımlara ve dayanağı olmayan iş planlarına karşı uyarılarda bulunmuştu. Ancak yine de birçok kişi, Nasdaq’ın olağanüstü yükseldiği dönem hakkında iyimser açıklamalar yapıyordu. Aynı durumu bugün de gözlemlemek mümkün. S&P 500, birkaç hafta önce rekor kırmışken, küresel piyasalar Trump’ın tarifeleri etrafında kargaşa içinde ve bazı ekonomik göstergeler olumsuz görünüyor.
Bir diğer endişe kaynağı ise, “Muhteşem Yedili” olarak adlandırılan büyük teknoloji hisselerinin durumu. Aralık ayında zirveye ulaşan bu hisseler, şu an %12 değer kaybetmiş durumda. Yatırımcılar, yapay zeka ve veri merkezlerine yapılan milyarlarca dolarlık yatırımlara odaklanırken, bu yatırımların ne zaman büyümeye dönüşeceği konusunda soru işaretleri oluşmuş durumda.
Bazı uzun vadeli yatırımcılar, ABD Merkez Bankası'nın (FED) 1999’da faiz artırmaya başlamasının ardından dotcom şirketlerine güven kaybı yaşanmasının, günümüzde de benzer şekilde yaşanabileceğini belirtiyor. 2000’de FED’in faiz artırımı sonucu, zarar eden girişimler ve teknoloji şirketleri zorluk yaşamıştı. 2001’de ise ABD resesyona girmişti. Ancak Financial Times yazarı Brooke Masters, günümüzle dotcom balonu arasında net bir paralellik olmadığını belirtiyor. Çünkü dotcom balonundaki şirketlerin çoğu sürdürülebilir olmayan start-up firmalarıydı, ancak günümüzdeki büyük teknoloji devleri ise kalıcı ve kârlı şirketlerden oluşuyor.
Buna rağmen, Masters, daha yüksek faiz oranlarının, şirketlerin yatırımlarını daha verimli hale getirmelerini zorunlu kılacağını ve Trump’ın tarifelerinin belirsizlik yaratabileceğini ifade ediyor. Bu durumun ise kurumsal yatırımları caydırabileceğini ve ekonomiye olan etkilerinin derin olabileceğini belirtiyor. Ayrıca Nvidia gibi teknoloji devlerinin hisse değerlerindeki dalgalanmalar da bu riskleri işaret ediyor. Nvidia’nın piyasa değerinin bir kısmının silinmesi, yapay zeka sektöründeki belirsizlikleri ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, finansal piyasada yaşanan gelişmeler, bir yandan balon piyasası işaretleri verirken, diğer yandan yüksek faiz oranları ve ticaret belirsizliklerinin şirketlerin geleceği üzerinde baskı yaratabileceğini gösteriyor.