UNCTAD, ticaret politikası ve küresel ticaret verilerinin analiz edildiği Küresel Ticaret Güncellemesi raporunu yayımladı. Raporda, küresel ticaretin 2024'te yüzde 3,7 (1,2 trilyon dolar) artarak 33 trilyon dolarlık rekor seviyeye ulaştığı belirtildi.
UNCTAD'ın raporuna göre, küresel ticaret artışının neredeyse yüzde 60'ı hizmet ticaretinden kaynaklanmaktadır. Hizmet ticareti yıl genelinde yüzde 9 artışla 700 milyar dolarlık katkı sağlamıştır ve bu rakam toplam artışın neredeyse yüzde 60'ına denk gelmektedir.
Raporda mal ticaretinin geçen yıl yüzde 2 artarak küresel ticaretteki artışa 500 milyar dolarlık katkıda bulunduğu ifade edilmiştir. Avrupa ve Orta Asya dışındaki bölgelerde genellikle pozitif büyüme görülürken, sektörel bazda incelendiğinde tarım-gıda, iletişim teknolojisi ve ulaşım alanlarında büyüme yaşandığı, enerji, giyim ve madencilik gibi sektörlerde ise talep zayıflığı ve politika değişiklikleri nedeniyle yavaşlama görüldüğü belirtilmiştir.
Raporda, yılın ikinci yarısında ticaretteki ivmenin azaldığına dikkat çekilmiş, dördüncü çeyrekte mal ticaretinin yüzde 0,5'in altında arttığı, hizmet ticaretinin de yalnızca yüzde 1 yükseldiği belirtilmiştir. Ticarete konu mal fiyatlarının 2024'ün son çeyreğinde istikrar kazanmasıyla ticaret enflasyonunun sıfıra yaklaştığı ifade edilmiş ve salgın sonrası yüksek enflasyonun kalıcı etkilerinin sona erdiği vurgulanmıştır.
Rapora göre, gelişmekte olan ekonomiler 2024'te küresel ticaretteki artışa öncülük etmiştir. Bu artışın büyük ölçüde Doğu ve Güney Asya'dan kaynaklandığı bilgisi verilmiş ve Çin, Hindistan gibi ülkelerin performanslarının ortalamaların üzerinde olduğu belirtilmiştir. Diğer yandan, gelişmiş ekonomilerin ticaretinin durgunlaştığı ve ithalat ile ihracatın yatay seyrettiği ifade edilmiştir.
Raporda, 2025'te küresel ticaretin istikrarlı seyrettiği ancak artan jeoekonomik gerilimler, korumacı politikalar ve ticari anlaşmazlıkların gelecek dönemde olası aksamalara işaret ettiği vurgulanmıştır. Düşen navlun endekslerinin imalat ürünleri, girdiler ve emtia talebinde zayıflığa işaret ettiği ve bu durumun işletmelerin artan belirsizliklere uyum sağlama çabalarını yansıttığı belirtilmiştir. Raporda, küresel parçalanmanın önlenmesi için politika değişikliklerinin uzun vadeli büyümeyi baltalamadan yönetilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunulmuştur.