Borsa İstanbul, ekonomik göstergeler ve makroekonomik verilerle yakından ilişkilidir. Bu kapsamda GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) verileri, yatırımcıların piyasa analizlerinde dikkate aldığı temel parametrelerden biridir. GSYİH bir ülkenin ekonomik büyüklüğünü gösteren en önemli ölçütlerden biri olmakla birlikte, özellikle çeyrek dönemlerde açıklanan değişim oranları, piyasaların yönü üzerinde doğrudan etkiye sahiptir.
GSYİH verileri, ekonomik aktivitenin genel profilini sunar. Bir ekonomide üretim, tüketim, yatırım ve dış ticaret gibi ana unsurların performansına dair bilgi verir. GSYİH’deki büyüme oranının pozitif yönde yüksek olması, genelde ekonominin sağlıklı ve güçlü bir yapıda olduğunu işaret ederken, düşük büyüme oranı ya da daralma, olası risklere karşı uyarıcı olabilir. Bu durum borsa endekslerini ve hisse senedi fiyatlarını da doğrudan etkiler. Örneğin, büyüme verileri beklentilerin altında kaldığında borsada bir miktar satış baskısı yaşanabilir.
Piyasalar GSYİH verilerini sadece bir rakamdan ibaret görmez; bunun arka planındaki etkenler daha derinlemesine analiz edilir. Faiz politikaları, enflasyon oranları, işsizlik verileri ve diğer makroekonomik unsurlar bu çerçevede değerlendirilir. Örneğin, bir çeyrekte görülen yüksek GSYİH büyümesi, aynı dönemde düşük enflasyonla desteklenmişse daha olumlu bir görünüm ortaya çıkarabilir. Buna karşılık, yüksek büyümeye paralel yükselen enflasyon ve faiz oranları, daha temkinli bir piyasa havası yaratabilir.
Borsa İstanbul açısından bakıldığında, GSYİH’nin hangi sektörlere nasıl yansıdığı da büyük önem taşır. Örneğin, sanayi üretimi ve ihracatın güçlü olduğu bir büyüme döneminde sanayi şirketlerinin hisselerinde artış eğilimi gözlenebilir. Aynı şekilde iç tüketimi öne çıkaran bir büyüme döneminde, perakende ve tüketici odaklı sektörlerin hisseleri yatırımcıların daha fazla ilgisini çekebilir.
