Borsada resesyon, ekonomik durgunluk dönemlerinde piyasaların yaşadığı dalgalanmalar ve düşüşlerle ifade edilen bir durumdur. Ekonomi genelinde yaşanan bir resesyon, şirket gelirlerinin azalmasına, işten çıkarma oranlarının artmasına ve tüketici harcamalarının düşmesine neden olabilir. Bu tür olumsuz gelişmeler doğrudan borsayı da etkiler, çünkü yatırımcılar belirsizlikler karşısında daha temkinli davranarak riskten kaçınma eğilimine girer.
Ekonomik resesyon sırasında, şirketlerin kâr oranları genellikle düşer ve bu durum hisselerin değer kaybetmesine yol açabilir. İflas eden veya finansal zorluklara giren şirket sayısının artması borsadaki düşüşü hızlandırabilir. Ayrıca yatırımcılar, enflasyon, faiz oranları ve işsizlik oranları gibi makroekonomik göstergeleri yakından takip eder ve olumsuz sinyaller aldıklarında ellerindeki varlıkları daha güvenli limanlara yönlendirme eğiliminde bulunurlar.
Borsada resesyon dönemlerinde yatırımcı psikolojisi büyük bir rol oynar. Güvensizlik ortamının yükselmesi ve piyasanın volatilitesinin artışı panik satışlarını tetikleyebilir. Bu tür satışlar ise domino etkisi yaratarak daha derin düşüşlere neden olabilir. Ancak bu süreç kısa vadeli yatırımcılar için zorlu bir dönem yaratırken, uzun vadeli yatırımcılar için fırsatlar sunabilir. Zira resesyon dönemi, bazı yatırım araçlarını uygun fiyatlardan portföye eklemek için bir şans olarak değerlendirilebilir.
Bir borsa resesyonunda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, bireysel yatırımcıların duygusal kararlar yerine mantıklı ve planlı hareket etmesidir. Çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmak, riskleri dağıtmak adına oldukça faydalı olabilir. Ayrıca deneyimli yatırımcılar, piyasanın dip yaptığı dönemleri analiz ederek toparlanma sürecine hazırlık yapabilir.
